Yeniden Refah Partisi Çorum İl Başkanı Nuri Kuşcu, memur ve memur emeklilerinin 2026-2027 zam oranlarının belirleneceği 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde memur ve emeklilerin yine hayal kırıklığına uğradığını söyledi.

Toplu sözleşme görüşmelerinin Türkiye Yüzyılı'na yakışmadığını dile getiren Nuri Kuşcu, 2026-2027 dönemine ilişkin memur ve memur emeklilerinin toplu sözleşme görüşmelerinin ne yazık ki yine çalışanların lehine sonuçlanmaktan uzak bir biçimde tamamlandığını kaydetti.

İktidar ve yetkili sendika arasındaki görüşmelerin göstermelik bir müzakere sürecinden öteye gidemediğini vurgulayan Kuşcu, memur ve emeklilerin ve milyonlarca vatandaşın temel beklentilerinin karşılıksız bırakıldığını ifade etti

Konu hakkında yazılı bir açıklama yapan Yeniden Refah Partisi İl Başkanı Nuri Kuşcu, açıklamasının devamında şöyle konuştu: "Yıllardır tekrarlanan senaryo bu yıl da değişmemiştir. Enflasyonun çok altında kalan artış teklifleri, gerçek bir pazarlık zemininin olmaması ve kamu çalışanlarının haklarını savunması gereken sendikanın iktidarla uyumlu tavrı, sürecin meşruiyetini tartışmalı hale getirmiştir.

İktidara Seslenen Erbakan, “2026 İlkbaharında Sandığı Getirin” Dedi
İktidara Seslenen Erbakan, “2026 İlkbaharında Sandığı Getirin” Dedi
İçeriği Görüntüle

TÜİK’in kamuoyunu ikna etmekten uzak enflasyon verileri üzerinden yapılan hesaplamalar, çalışanların alım gücünü artırmak bir yana, onları daha da yoksullaştırmaktadır. Bugün bir memur maaşı kiraya, temel gıda harcamalarına ve enerji faturalarına dahi yetmez hale gelmiştir. Emekliler ise insanca yaşamaktan uzak, adeta yok sayılan bir hayat sürmeye mahkûm edilmiştir.

Yetkili sendika, iktidarla gerçek manada pazarlık yapmakta yetersiz kaldığı kanatındayız. Toplu sözleşme masasında çalışanların hakkını savunması beklenen yetkili sendikanın sessizliği ve eleştiriye kapalı tavrı ise ayrı bir hayal kırıklığı yaratmaktadır. Sendika, kamu çalışanlarının taleplerini güçlü bir şekilde masaya taşımak yerine, iktidarın çizdiği sınırlar içinde kalmayı tercih etmiştir.

Bu durum, sendikal mücadelenin içinin boşaltıldığını ve çalışanların yalnız bırakıldığını göstermektedir. TÜİK dışında, gerçek enflasyon oranlarını yansıtan bağımsız kurumların hesaplamalarının dikkate alınması gerekirdi. Toplu sözleşme masasında tüm sendikaların temsil hakkının tanınması, hakem heyetinin hükümet kontrolünden çıkarılması gerekirdi.

Sadece enflasyon farkı değil, reel gelir artışı sağlayacak refah payının zorunlu hale getirilmesi, bu haliyle yapılan toplu sözleşme, adı 'toplu' olan ama gerçekte tek taraflı dayatmalarla şekillenen bir süreçtir.

Memurlar da emekliler de bu tablonun faturasını her geçen gün daha ağır ödemektedir. Muhalefet olarak bizler, çalışanların haklarının gerçekten savunulduğu, adil, şeffaf ve katılımcı bir toplu sözleşme sisteminin hayata geçirilmesi için mücadelemizi sürdüreceğiz."

Muhabir: Haber Merkezi