Türkiye’de ve dünyada gelişen teknolojiyle birlikte gazetecilik mesleği büyük bir dönüşüm geçiriyor. Ancak bu dönüşüm birçok olumsuz faktörü de beraberinde getiriyor.

Özellikle mesleğini etik ve ilkeli şekilde icra eden gazeteciler, bu süreçte her geçen gün daha fazla zorlukla karşı karşıya kalıyor.

GAZETECİLERİN SORUNLARINA KURUMSAL ÇÖZÜM ŞART

21 Ekim Dünya Gazeteciler Günü’nde, gazetecilerin yaşadığı sorunları dile getirmek, beklentilerine çözüm üretmek ve mesleki standartları korumak amacıyla artık Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı, Basın İlan Kurumu ve RTÜK gibi kurumların harekete geçmesi elzem hale geldi.

Gazetecilik mesleği yalnızca bir meslek değil, toplumsal bir sorumluluktur. Ancak son yıllarda yaşanan gelişmeler, bu sorumluluğu hakkıyla yerine getirenleri zor durumda bırakıyor.

YAZILI BASIN GERİ KALIYOR, DİJİTAL YAYINCILIK YÜKSELİYOR

Türkiye’de halen birçok yazılı gazete abonelerine haberleri bir gün sonra ulaştırabiliyor. Buna karşın, dijitalleşen dünyada haber siteleri ve sosyal medya platformları üzerinden anlık haber akışı sağlanıyor.

Dijital medyanın hızla yaygınlaşması, gazetecilikte yeni bir çağın kapılarını aralasa da, beraberinde denetim ve etik sorunlarını da getirdi.

GAZETECİLİK DÖRDÜNCÜ KUVVET OLARAK GÜCÜNÜ KORUYOR

Tüm dünyada olduğu gibi; medya yasama, yürütme ve yargıdan sonra dördüncü güç olarak kabul ediliyor.

Görsel medya, yazılı basın ve internet haber sitelerinde çalışan, halkın haber alma özgürlüğü için gece gündüz demeden emek veren, meslek ahlakı ve kriterlerine bağlı gazeteciler; topluma doğru bilgiyi ulaştırmak için büyük bir mücadele veriyor.

Ancak, bu emek mesleki baskılar ve etik dışı uygulamalar karşısında giderek değersizleşiyor.

MEDYA ÜZERİNDEKİ BASKILAR ARTIYOR

Gazetecilik yapılan kurumlarda haberlerin ilkeli, tarafsız ve dürüst bir biçimde halka ulaştırılması sağlanmaya çalışılırken; medya sektörü çoğu zaman siyasi veya bürokratik baskılar nedeniyle mobbinge maruz kalıyor.

Basın özgürlüğü ve etik gazetecilik anlayışı, hiçbir siyasi veya bürokratik iradenin inisiyatifine bırakılmayacak kadar büyük bir önem taşıyor.

TEKNOLOJİ VE KAYITSIZ YAYINCILIK MESLEĞİ ZORLUYOR

Gelişen teknoloji ve cep telefonu kullanımının artmasıyla birlikte, hiçbir kurum tarafından resmi kaydı olmayan, denetime tabi tutulmayan, vergi mükellefi ya da sicil kaydı bulunmayan kişilerin sosyal medya üzerinden sözde gazetecilik yapmaya başlaması, gerçek gazetecileri zor durumda bırakıyor.

Bu kişiler, ellerine cep telefonu alıp sosyal medya platformlarında herhangi bir adres, domain veya hosting kaydı olmaksızın kendilerini “gazeteci” olarak tanıtıyor.

Bu durum, “göz mü yumuluyor?” sorusunu akıllara getiriyor.

SÖZDE GAZETECİLER MESLEĞE ZARAR VERİYOR

Resmi kaydı olmayan, hiçbir denetime tabi tutulmayan ve sosyal medya platformlarında içerik üreterek kendisini “gazeteci” olarak tanıtan kişiler, mesleğini layıkıyla yapan gazetecilerden ayırt edilmelidir.

Zira bu sözde gazetecilerin, resmi kurumlarda ve organizasyonlarda meslek statüsü taşıyormuş gibi öncelikli haklar talep etmeye başlaması, mesleğini dürüstlükle icra edenleri zor durumda bırakıyor.

RESMİ OLMAYAN DAVETLER VE ŞANTAJ İDDİALARI

Herhangi bir resmi kaydı bulunmayan bu kişilerin belediyeler, kamu kurumları, törenler ve programlara e-posta veya telefon yoluyla davet edilmesi, durumun vahametini ortaya koyuyor.

Müftü Yıldırım Öğrencilerin Hayır Kermesine Katıldı
Müftü Yıldırım Öğrencilerin Hayır Kermesine Katıldı
İçeriği Görüntüle

Bu kişiler hakkında ortaya atılan “şantaj” ve “mobbing yoluyla kazanç elde etme” iddiaları ise endişeleri artırıyor.

Kayıt dışı gelir elde eden bu şahıslara kimlerin neden göz yumduğu, kamuoyunda büyük bir soru işareti olarak duruyor.

GAZETECİLİK ETİK BİR MESLEKTİR

Bu sözde gazeteciler tarafından yaratılan bilgi kirliliği, kamuoyunu yanlış yönlendirmekte ve güvenilir haber kaynaklarına gölge düşürmektedir.

Gazetecilik, etik kuralları, mesleki ilkeleri ve yasal yükümlülükleri olan ciddi bir meslektir.

Hiçbir kuruma kayıtlı olmayan, denetime tabi tutulmayan kişilerin gazeteciliği bir statü aracı veya rant kapısı haline getirmesi, artık önlenmesi gereken bir gerçeği ortaya koymaktadır.

Gazetecilik eğitimi almayan, bu mesleğin çekirdeğinden yetişmeyen kişilerin, haber sektöründe etik davranması beklenmezken, bir siyasi partiyi ya da herhangi bir kurumu arkasına alarak mesleğin etik kuralları arasında olan bağımsızlık ilkesini hiçe sayarak toplum mühendisliğine soyunması da gazetecilik değildir. Bu durum siyasi yapının ya da kurumun yayın organlığıdır. Bir olayın olumlu ya da olumsuz olduğuna bakmadan tamamen tarafsız olarak ele alınarak icra edilen bir meslektir gazetecilik. Yani bu mesleğin içinden yetişmeyen ya da eğitimini almayan kişilerin, sosyal medya hesabı açıp cep telefonu ile görüntü çekerek bozuk bir Türkçe ile gazetecilik yaptığını zannetmesi kadar, bu kişilere itibar gösterip bu tür şahısların sayısının artmasına neden olanlar da toplum karşısında sorumludur.

Gazetecilik toplumun bilgi alma özgürlüğü çerçevesinde gerçeğin ortaya çıkmasını sağlamak bunu yaparken de çıkar gözetmemektir. Oturduğu yerden emek sarfetmeksizin; mesleğini hakkıyla icra edenlerin hazırladığı haberi (Ç)alarak yayınlayanlar olduğu ve bu boş mecmua kadar meslekte kabiliyeti olanlara değer verildiği sürece kurunun yanında yaş da yanmaya devam edecektir.

ARTIK DENETİM ZAMANI

Gazeteciliğin saygınlığının korunması hem kamu otoritelerinin hem de medya kurumlarının ortak sorumluluğudur.

Gerçek gazeteciler ile sözde içerik üreticileri arasındaki farkın net biçimde ortaya konulması, mesleğin geleceği açısından hayati önem taşımaktadır. Mesleğinin peşinde doğrulara ulaşmak için koşan basın mensupları ile sadece kurumların davetlerinde boy gösteren, bazılarının deyimi ile besin mensupları arasındaki fark artık ayırt edilmelidir.

Muhabir: Haber Merkezi