Diyanet tarafından gönderilen ve bu Cuma camilerde okunan Hutbe, muhafazakâr kesim ile çağdaş giyindiğini ifade eden kişiler arasında fikir çatışması çıkaracak cinsten.
Bu hafta hutbede Hayâ konusu ele alınırken, Hayâ’nın; Müslüman’a emredilen temel bir ahlak ilkesi, Nefsin her türlü aşırılığına karşı gösterilen onurlu bir duruş olduğu belirtildi.
Hayâsızlığın, ahlaki değerleri yok eden, insanın onur ve saygınlığını ayaklar altına alan bir felaket olduğuna işaret edilen Hutbe’de hayasızlığın Şeytanın, en sinsi tuzaklarından biri olduğu vurgulandı
MAHREMİYETİN İHLAL EDİLDİĞİ BİR ÇAĞDAYIZ
Cuma Hutbesinde; mahremiyetin pervasızca ihlal edildiği bir çağda yaşandığı belirtilerek, günümüzde giyim sektörü, modacılar ve bazı medya çevrelerinin, “özgürlük” ve “çağdaşlık” adı altında çıplaklığı özendirip, örtünmeyi değersizleştirdiği dile getirildi.
Bu anlayışın, kadını da erkeği de değerli bir varlık olmaktan çıkarıp izlenen ve tüketilen bir nesneye indirgediğinin vurgulandığı Hutbede, “Oysaki insanın bedenini, mahremiyetini ve özelini toplum önünde sergilemesi; aklın, vicdanın ve fıtratın bozulmasıdır.” Denildi
KISA VE ŞEFFAF ELBİSELER HARAMDIR
Günümüzde çok sayıda kadının giydiği kısa giysiler ve şeffaf kıyafetlerin giyilmesinin, nerede ve hangi amaçla olursa olsun Allah’ın örtünme emrini ihlal ve haram olduğuna dikkat çekilen Hutbede, Uzuvları belli edecek şekilde dar elbise giyenler ise “Giyinik çıplaklar” olarak nitelendirildi.
Bu Cuma camilerde okunan hutbede şöyle denildi:
Öyleyse küçük yaştan itibaren çocuklarımıza hayâ ve edebin önemini anlatalım. İnancımıza ve medeniyetimize uygun bir giyim tarzını sevdirerek onları yetiştirmeye çalışalım.
Evlatlarımızın fıtratlarını bozacak her türlü yanlıştan onları korumanın gayretinde olalım. Bu hususa dikkat etmemek; ebeveynler için ciddi bir hata, büyük bir sorumsuzluk, ağır bir vebaldir.
ESTETİK AMELİYATLAR GÜNAH, DÖVME HARAM
Tıbbi bir zorunluluk olmadan sadece beğenilmek ve özenti uğruna vücut organlarının yapısını değiştirmek, estetik ameliyatlarla fıtratı bozmak Allah’ın yarattığını beğenmemek ve şeytanın oyununa gelmektir, günahtır.
Ayrıca hangi amaçla olursa olsun dövme yaptırmak, Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in ifadesiyle Allah’ın rahmetinden mahrum kalmaktır, haramdır.
Ekranlarda, dijital mecralarda, görsel ve yazılı basında dinimizin tasvip etmediği kıyafetlerle paylaşımlar yapmak her açıdan çirkin bir davranıştır, haramdır.
Yüce Rabbimiz şöyle buyurmaktadır: “Müminler arasında hayâsızlığın yaygınlaşmasını isteyenlere dünyada ve ahirette can yakıcı bir azap vardır. Allah bilir, siz bilmezsiniz.”
Aziz Müslümanlar!
Allah’ın hayâ ve iffet konusunda erkeğe ve kadına yüklediği sorumluluk aynıdır. Nitekim Yüce Rabbimiz Nûr sûresinin otuzuncu ve otuz birinci ayetlerinde şöyle buyurmaktadır: “Mümin erkeklere söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar, iffet ve namuslarını korusunlar…” “Mümin kadınlara da söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar, iffet ve namuslarını korusunlar.
Kendiliğinden görünen yerler dışında ziynetlerini göstermesinler. Başörtülerini yakalarının üzerine
salsınlar...” O halde, her işimizde olduğu gibi giyim kuşam ve mahremiyet konusunda da ölçümüz Allah’ın emirleri ve Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in sünneti olmalıdır. Unutmayalım ki bedeni açıkta bırakan elbiseler, vücut hatlarını belli eden kıyafetler tarz ya da imaj değil Allah’ın emirlerini ihlal etmektir.
UYGUNSUZ KIYAFETLERLE TOPLUMDA GEZMEK ÇAĞDAŞLIK DEĞİL İLKELLİK
Bazı sinema, dizi film, dijital mecralarda yapılan yayınlar ve reklamlar aracılığıyla normalleştirilmeye çalışılan çıplaklık, cesaret ve özgürlük değil, aile kurumuna yapılan bir saldırıdır. Uygunsuz kıyafetlerle toplumsal alanlarda, hele hele kurumsal özelliği olan mekânlarda bulunmak asgari ahlak kurallarına bile meydan okumaktır. Bu, çağdaşlık değil, ilkelliktir.“
Okunan hutbenin sonunda ise toplumsal infiale neden olabilecek, insanları ayrıştırıcı ve bölmeye yönelik cümleler dile getirildi.
Okunan Hutbede “Ahlak ve edep ölçülerinin çiğnenmesine sessiz kalan herkes büyük bir vebal altındadır. Çünkü neslimizin iffetini, edebini ve ahlakını korumak hepimizin ortak sorumluluğudur” şeklinde ifadede bulunuldu.