Çağlar, PKK'nın Suriye'deki varlığının görmezden gelindiğini ve anayasal vatandaşlık tanımının değiştirilme çabalarının kabul edilemez olduğunu belirtti.

PKK Kendini Feshetti, Silahları Bıraktı PKK Kendini Feshetti, Silahları Bıraktı

Çorum Türk Ocağı Başkanı Prof. Dr. İrfan Çağlar, terör örgütü PKK'nın fesih kararına ilişkin yaptığı açıklamada, örgütün Suriye'deki SDG yapılanmasının göz ardı edildiğini ve anayasal vatandaşlık tartışmalarının Türkiye'nin üniter yapısını hedef aldığını belirtti. Çağlar, bu durumu "Sevr zihniyetini yeniden canlandırma çabası" olarak nitelendirerek sert eleştirilerde bulundu.

"TERÖRSÜZ TÜRKİYE" SÜRECİNE İLİŞKİN KRİTİK DEĞERLENDİRMELER

Türkiye'de gündemde olan "Terörsüz Türkiye" süreciyle ilgili tartışmalar devam ederken, Çorum Türk Ocağı Başkanı Prof. Dr. İrfan Çağlar'dan konuya ilişkin önemli bir açıklama geldi. Çağlar, yazılı açıklamasında terör örgütü PKK'nın fesih kararı, Suriye'deki uzantıları ve anayasal vatandaşlık tanımı gibi kritik başlıklarda dikkat çekici değerlendirmelerde bulundu. Prof. Dr. Çağlar, Türkiye’nin üniter ve millî yapısını hedef alan hiçbir adıma geçit verilmeyeceğinin altını çizdi.

PKK'NIN FESİH KARARI VE GÖZ ARDI EDİLEN SURİYE YAPILANMASI

PKK'nın son kongresinde aldığı fesih kararı ve yaptığı açıklamalara tepki gösteren Prof. Dr. İrfan Çağlar, terör örgütünün Suriye'deki SDG adı altında varlığını sürdüren yapılanmasının kasıtlı olarak görmezden gelindiğini iddia etti. Çağlar, "SDG adı altında varlığını sürdüren yapı, fiilen bağımsız bir alanı kontrol ediyor. Türk milleti, bu yapının meşrulaştırılmasını kabul etmez," ifadelerini kullandı.

Çağlar, PKK'nın fesih açıklamasında terör eylemlerinden övgüyle bahsedilirken Suriye yapılanmasına dair en küçük bir imanın bile olmamasının manidar olduğunu vurguladı. "Hafıza-ı beşerin nisyan ile malul olmasından yararlanarak PKK’nın Suriye iç savaşı sürecinde stratejik hedef olarak burada bir yapı kurmayı belirlediği, kamuoyunun dikkatinden kaçırılmak istenmektedir," diyen Çağlar, "Suriye PKK’sı, kontrolünde tuttuğu alanda fiilen bağımsız bir durumda iken kimse, PKK’nın silah bıraktığı masalına Türk milletinin inanmasını beklemesin. Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı ve Barış Pınarı harekâtları niçin yapılmıştır?" sorularını yöneltti.

ANAYASA DEĞİŞİKLİKLERİ VE "SEVR ZİHNİYETİ" UYARISI

Prof. Dr. Çağlar, Cumhuriyet’in kuruluş ilkelerine aykırı bir şekilde yapılacak anayasa değişiklikleri ve etnik temelli vatandaşlık tartışmalarının, "Sevr zihniyetini" yeniden canlandırma çabası olduğunu savundu. Bu konuda net bir duruş sergileyen Çağlar, "Bu millet, Sevr’i tarihin çöp sepetine attı. Aynı oyunu tekrar sahneye koymaya çalışanlara geçit vermez," dedi.

Çağlar, Bölücübaşı'nın Lozan Antlaşması ve 1924 Anayasası yerine öncesini temel alarak "Ortak Vatan ve Kürt-Türk halklarının kurucu öge olduğu Demokratik Türkiye" bakış açısını çözüm çerçevesi olarak benimsediği yönündeki ifadelerin, PKK ve uzantılarının asıl niyetlerini açıkça ortaya koyduğunu belirtti. "Dönülmek istenen yer, Türk milletinin şanlı bir Millî Mücadele ile tarihin çöp sepetine attığı 'Sevr Projesi'dir," diyerek tehlikeye dikkat çekti.

TÜRK OCAKLARI'NIN SÜRECE DAİR BAŞINDAN BERİ TAŞIDIĞI ÇEKİNCELER

Türk Ocakları olarak sürecin başından itibaren çeşitli konulardaki itiraz ve çekincelerini Türk milletiyle paylaştıklarını hatırlatan Prof. Dr. Çağlar, şu noktalara değindi: "Teröristbaşı’nın muhatap alınması, PKK’nın Suriye yapılanmasının süreç içindeki konumu, devlet yetkililerinin pazarlık olmadığı açıklamalarına karşılık PKK ve DEM Parti çevrelerinin birtakım beyanları gibi sebeplerle konu hakkındaki itiraz ve çekincelerimizi Türk milleti ile paylaşmıştık." Çağlar, Suriye'de Esad rejiminin çökmesi sonrası beklentilerin aksine, ABD ve İsrail destekli Suriye PKK'sının işgal ettiği bölgedeki fiilî hâkimiyetinin devam ettiğini ve yeni yönetimle yapılan anlaşmalarla bunun hukuki bir temele oturtulmaya çalışıldığını ifade etti.

ÜNİTER YAPI VE MİLLİ DEVLET VURGUSU

Çağlar, açıklamasında Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin üniter millî devlet yapısına halel getirecek ve Anayasa’daki Türk vatandaşlığı tanımını değiştirecek hiçbir "çözüm"ün kabul edilemeyeceğini kesin bir dille belirtti. "Türk Devleti’ni Kürtlere karşı soykırım yapmakla suçlayan bir fesih açıklamasını yapan, terör eylemlerinden en küçük pişmanlık duymayan teröristlerin 'demokratik siyaset'ten söz etmesi ise, milletin aklı ve izanı ile alaydan başka bir anlam taşımamaktadır," dedi.
Prof. Dr. İrfan Çağlar, "Bilinsin ki, Türk milleti; etnik ve mezhebî kimliklerin üzerinde, 'Türkiye Cumhuriyeti’nin kuran halka Türk milleti denir.' anlayışıyla kurulan üniter yapıda, millî devleti ortadan kaldırmaya matuf niyetlere geçit vermez," diyerek sözlerini sürdürdü. Cumhuriyet’in getirdiği vatandaşlık tanımının zaten bütün yurttaşların eşitliğini teminat altına alan kapsayıcı bir tanım olduğunu vurguladı.

"KÜRT SORUNU YOK, TERÖR VE BÖLÜCÜLÜK BELASI VAR"

Türkiye’de bir "Kürt sorunu" olmadığını, ancak terör ve bölücülük belasının yaşandığını ifade eden Çağlar, "Dört Parça Kürdistan" hayali peşinde koşanlara karşı "Biz, Hep Birlikte Türk Milleti’yiz!" demeye devam edeceklerini belirtti.

Çağlar, açıklamasını terörle mücadelede ve Suriye'nin kuzeyindeki "Teröristan Projesi"ne karşı yapılan harekâtlarda şehit olan güvenlik güçlerini ve yurttaşları anarak sonlandırdı. Devlet yetkililerinin ve TBMM'nin, şehitlerin ruhlarını incitecek hiçbir tasarrufa imza atmayacağına inanmak istediğini belirterek, Cumhuriyet’in kuruluş felsefesine aykırı adımların sorumlularının tarih önünde vebal altında kalacağını söyledi.

Muhabir: Haber Merkezi