Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş’ın görev süresinin tamamlanıp yerini Prof. Dr. Safi Arpaguş’a devretmesinin ardından Cuma günleri okunan Hutbenin konusu da asıl olması gerektiği gibi günümüz sorunlarına işaret etmeye başladı.

Ali Erbaş döneminde “İbadet ruha sekinet, topluma huzur verir”, “İlim Hakkı Bilmektir” gibi konulara değinilirken bugün okunan hutbede ise hem ticaret hem de siyasetle ilgilenenlere ders verecek konular mevcut.

PAZARLIK SÜNNET DEĞİLMİŞ

Bu Cuma camilerde okunan hutbede pazarlığın sünnet olmadığı anlatıldı. “Peygamberimiz (s.a.s) ve Ticaret Hayatı” konulu hutbede pazarlık yapmanın aldatma olduğu ifade edilerek olması gerekenin gerçek fiyatını söylemek ve bunun üzerinden satış yapmak olduğu anlatıldı. Hutbede: “Bir gün, Sevgili Peygamberimiz (s.a.s)’in huzuruna bir sahabi geldi ve şöyle dedi: “Ey Allah’ın Elçisi! Ben ticaretle uğraşırım. Mal alırken fiyatı düşük söyler, sonra yavaş yavaş artırırım. Mal satarken de yüksekten başlar, sonra düşürürüm. Bu yaptığım doğru mudur?” Bunun üzerine Allah Resûlü (s.a.s) şöyle buyurdu: “Asla dediğin şekilde yapma! Bir şey alacaksan malın gerçek fiyatını söyle. İster versinler ister vermesinler. Bir şey satacaksan da onun gerçek fiyatını söyle. İster alsınlar ister almasınlar” denildi.

TERAZİYE HİLE KARIŞTIRAN, DİLİNE YALAN BULAŞTIRAN, KAZANCINA HARAM KATAN CEHENNEMLİKTİR

Ticaret ahlakının temelinde helal, haram hassasiyetinin bulunduğuna dikkat çekilen hutbede, “Tartıyı adaletle yapın, teraziyi eksik tutmayın.” ayeti gereğince ölçü ve tartıya adaleti hâkim kılmanın önemine dikkat çekildi. Hayatın her alanında doğruluk ve dürüstlüğü esas almanın, yalan ve hileye tevessül etmemenin önemine değinilen Hutbede kendisi de ticaretle meşgul olan Allah Resûlü (s.a.s)’in, Muhammedü’l-Emîn, yani Güvenilir Muhammed olarak tanındığına dikkat çekilerek O’nun; Ticarette terazisine hile karıştıran, diline yalan bulaştıran, kazancına haram katanları cehennem azabıyla uyardığı vurgulandı.

KARABORSACILIK, TEFECİLİK VE STOKÇULUK HARAM

Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in, “Öyle bir zaman gelecek ki, kişi, malını helâlden mi yoksa haramdan mı elde ettiğine bakmayacak!” buyurduğu günlerden geçildiğinin ifade edildiği Hutbede, kimi insanların, daha çok kazanma ve kısa yoldan zengin olma arzusuna kapılarak helâl haram hassasiyetini kaybettiğini, İslam’a göre; sattığı ürünü olduğundan farklı göstermek, karaborsacılık, tefecilik ve stokçuluk yapmanın kul hakkı ve haram olduğu, ayrıca verdiği sözü yerine getirmemek, yerine getiremeyeceği bir şeyi taahhüt etmenin de yalancılık ve günah olduğu, alım satımda yerli ve yabancı kişilere farklı tarifeler uygulamanın da aldatmaya girdiği ve günah olduğu anlatıldı.

BELİRLİ ZAMANLARI GÖZETEREK ZAM YAPMAK VEBALDİR

Çimento Fabrikası Arazisinde İlk Adım: Çok Sayıda Daire ve İş Yeri Geliyor
Çimento Fabrikası Arazisinde İlk Adım: Çok Sayıda Daire ve İş Yeri Geliyor
İçeriği Görüntüle

Hutbe’de afet zamanlarını, öğrencilerin okul, memurların tayin dönemlerini fırsat bilerek kira ve ürün fiyatlarını artırmanın kul hakkı ve vebal olduğu anlatıldı.

Alışverişte satılan malların kusurlarını bilerek gizlemek, satıcının bilgisizliğinden veya zor durumda kalmasından istifade ederek malı gerçek fiyatından düşük bir fiyata almanın da fırsatçılık ve emeğe ihanet olduğunun belirtildiği açıklamada, Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in “Müslüman, Müslüman’ın kardeşidir. Kusurlu bir malı, kusurunu açıklamadan din kardeşine satması helâl değildir.” Sözü hatırlatıldı.

Muhabir: Haber Merkezi