Bundan 50 yıl öncesi, Çarşamba Pazarı ancak yer şimdiki AHL önü değil, Ulumezarlık önü.
İnsanların pazara gittiğinin ellerindeki çuval ve büyük sepetlerden anlaşıldığı o yıllar. Kıyafetler kimin hangi mezhepten olduğunun bilinmediği, bilinse de önemsenmediği, hatta komşunun düşüncesine bakılmadan insan olarak görülüp herkesin birbirine selam verdiği zamanlar.
Geçmişe bakıldığında insanlığın neler kaybettiğini az sayıda insanın anımsayabildiği günümüzde, anılara sahip çıkabilmek önemli. “Bizim zamanımızda kuyruk vardı. Ne zorluklarla büyüdük yiyecek ekmeğimiz yoktu, o zamanlar buzdolabı bile yoktu” diyenlere inat bu fotoğraflar, insanların mutlu olduğu, birbirini Türk, Kürt, Çerkez diye ayırmadığı evlerde pişenin komşuya da gittiği mutlu zamanlara ait.