18 Mart, Esir Yaşamaktansa Ölmeyi Tercih Edenlerin Mücadelesini Anlatır

Gelecek Partisi Kurucular Kurulu üyesi Rumi Bekiroğlu, 18 Mart Çanakkale Zaferi ile birlikte; Türk Milletinin bağımsızlığını korumak için gerekirse canını ortaya koyan, genciyle, kadınıyla, yaşlısıyla “Esir yaşamaktansa ölmeyi tercih ederim” diyenlerin mücadelesi ile, nice düşmanın saygısının kazanıldığını ifade etti. O zamanlar yarbay rütbesinde bulunan Mustafa Kemal’in iki ay gibi kısa bir sürede albay bir yıl sonra da tümgeneral olduğuna dikkat çeken Bekiroğlu, o zamanlar başarılarını çekemeyen Enver Paşalar olduğu gibi şimdi de Çanakkale zaferi denildiğinde, Mustafa Kemal’in adını anmamaya özen gösteren Cumhuriyet düşmanlarının bulunduğunu anlattı. Bu ülkenin seyit onbaşılarla, kara Fatmalarla, adına türkü yakılan 15’lilerle, cepheye cephane taşırken 9 aylık bebeği ile donarak şehit olan Şerife Bacılarla, henüz kundaktaki bebeğini terkederek “Bu bebeği bana Allah verdi, ona Allah bakar” diyerek cepheye mermi taşıyan nene hatunlarla birlikte kurtarıldığına işaret eden Bekiroğlu, soyunda ihanet bulunanların bu birlikteliği yıkabilecek gücü hiçbir zaman bulamayacaklarını vurguladı. 18 Mart Zaferi’nin hem Mustafa Kemal’in hem de bu uğurda canını vermekten çekinmeyen kadınıyla erkeğiyle çok sayıda kahramanın birbirinden ayrılamayacağının simgesi haline geldiğini dile getiren Bekiroğlu, sözlerini Atatürk’ün Gençliğe hitabesinden bir bölüm ile tamamladı, “İstiklâl ve cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri şahsi menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr-ü zaruret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir. Ey Türk istikbalinin evladı! İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen, Türk İstiklâl ve Cumhuriyeti'ni kurtarmaktır!”