Belediye İş Sendikası Çorum Şubesi’nin 13’üncü Olağan Genel Kurul Toplantısı Anitta Otel’de gerçekleştirildi.
Belediye İş Sendikası Çorum Şubesi’nin 13’üncü Genel Kuruluna katılan Belediye İş Sendikası Genel Başkanı Nihat Yurdakul, “İçiniz de hiç, yarınlarından emin olan, kaygısı olmayan arkadaşımız var mı? Sebebi nedir bunun? Nihayet ülkeyi bir siyaset yönetiyor ve böyle olacak, olmalıdır da. Kötünün iyisi bulunmuş bir sistem böyle yönetilmeli. Yani demokratik kurallar içerisinde yani sandıkla gelmeli bu yetmiyor bu takip edilmeli. Siyaset bir az önce söyledim bir program dahilinde ülkeyi yönetmeye talip olmanın adı. Ama biz çalışanlar başta işçi sınıfı siyaset asla yapmamalı. Partizanlık yapmamalı. Herhangi legal ya da illegal yapının emrinde olmamalı. İşçi sınıfı yani sendikalar politika yapmalı. Politika; belirlenen bir hedefe ulaşma sanatı. Kırmadan dökmeden ulaşabilme sanatı. Hedefimiz ne bizim. Kısaca altını da doldururuz ama çalışmak, güler yüzle çalışmak, mutlu çalışmak, hizmet etmek, üretmek ve ailemizi çocuklarımızı namerde muhtaç ettirmemek ama dedim ya ülkeyi siyaset yönetiyor. Nihayet siyaset şekillendiriyor. Kararı o veriyor. O zaman bunları gerçekleştirecek siyasetçileri seçeceğiz. Buraya odaklanacağız hep birlikte. Yapabildik mi? Yapamadık. Niye mi? Şimdi söylüyorum; şimdi bakın hep deniyor ya siyasetçiler. Burada siyasi partilerin temsilcileri var. Buraya çıkacaklar anlatacaklar. Ülke çağ atladı. Nasıl çağ atladı bu ülke? Bu ülkenin neresi çağ atladı. Bana göre bu ülke 50 yıl geriye gitti. 50 yıl geriye gitti” dedi.
EMEKLİLİK TAZMİNATIYLA ÖNCE EV ARABA ALINIYORDU, GETİRİN VERİN BUNU ŞİMDİ
Açıklamalarını sürdüren Yurdakul, “Size bir şey söyleyeyim. Bende sizler gibi buralardan geliyorum işçiyim. Ben işçiyim. Çalışırken tek düşüncem askere gider biz kepimizin altına günleri ayları işaretlerdik. Emekli olacağım günü hesaplıyorum. Alacağım tazminatı ne olur ne olmaz başıma bir iş gelir, çocuklarımın başına bir ev alırım. Tazminatla bir ev alınıyordu. Daha geçen bütçe görüşmeleri konuşuluyor. Ya biz 2002 yılında işte asgari ücret buydu bilmem kaç katı artırdık enflasyona ezdirmedik. Bu nasıl laf ya? Kime söylüyorsun sen bunu? Kime söylüyorsunuz bunu? Çıkın burada bize anlatın. Kardeşim senden önce benim arkadaşım 25 yıl çalışıp, tazminatını aldığında bir daire hatta bir de murat araba alıyordu. Getir bana bunu. Şimdi ver bana bunu. Bize niye bunu söylüyorsunuz? Çıksın sizlerin içerisinde de konuşacaksınız burada. Deyin ki sayın genel başkan hayır o öyle değil. Söyleyin! Ben onu söyleyenlere öyle değil diyorum. Kardeşim başka bir şey söyleyeyim. Ya komşumuz vardı, akrabamız vardı. Kimi gider en azından bir çeyrek altın götürür takardık. Yapabiliyor muyuz bunu? O dönem çeyrek altın 26 liraydı. 26 lira. Ben çok iyi biliyorum ya. Kimi de gider 20 lira verirdi. Kardeşim insanlar şimdi 200 lira vermeye utanıyor. 20 lira versen gülüyorlar. Gülerler haliyle. Bir çeyrek altın kaç lira ben bilmiyorum. Herhalde 10 bin lirayı buldu. Neresi çağ atladı bunun? “Diyerek iktidara yüklendi.
TÜRKİYE’DE PARLAMENTO YOK! MİLLETVEKİLİ YOK! UCUBE SİSTEM VAR!
Otel Odaları çıkışı yapan Yurdakul, “Şeyleri söylemiyorum ya basın çıkan ben Ankara’da yaşıyorum neler olduklarını biliyorum otel odalarında. Bir de emekli bir de emekli olmayan onlar yine 16 bin lira alıyor. Bir de olmayanlar var. Çağ atlamış. Hani 2017’de bu ucube sisteme geçerken çıkıp bize demediler mi? Bu ülke çağ atlayacak. Siz yeter ki evet deyin. Yeter ki oy verin. Yeter ki destekleyin. Dolar düşecek. Düştü mü? Onların dolar düştüğü yerde üç buçuk liraydı. Şimdi kırk üç buçuk lira oldu. Düştü mü? Enflasyon düşecek. Düştü mü? İşsizlik azalacak. Azaldı mı? Parlamento’nun sayın vekilim, parlamentonun itibarı artacak. Parlamento nerede? Parlamento mu var Türkiye’de? Türkiye de Parlamento mu var? Türkiye’de milletvekili mi var? Kim dinliyor. Peki şimdi konuşmacı arkadaşlarımız olacak. Konuklarımız olacak. Ben size şunu söyleyeyim. Bunun kabahati kimin? Kabahati siyasetçilerin mi? Asla değil. Kabahati bizim. Beyler ülkenizi seviyorsanız, çocuklarınızı ailenizi seviyorsanız, bunlara ihanet etmeyeceksiniz. Türkiye’de ihanet ediliyor. Bunu ben söylüyorum, Belediye İş’in Genel Başkanı Nihat Yurdakul söylüyor. Ben söylüyorum. Bu bir görev. İnsanlık görevi. Onurlu insanların görevi. Bunu söyleyip bunun ortadan kaldırılması için savaşacağız, mücadele edeceğiz” ifadelerini kullandı.
19 MİLYON İŞÇİ ÜNİVERSİTELERLE KOL KOLA VERMEDİKÇE İKİ YAKAMIZ BİR ARAYA GELMEZ
Konuşmasının sorunda Yurdakul, “Ne demek istiyorum işçi sınıfı 19 milyon iki sektörde sanayi ve hizmet sektöründe 19 milyon işçi sınıfı bu işe el atmadığı müddetçe üniversitelerle birlikte hareket etmediği müddetçe el ele vermediği müddetçe kol kola girmediği müddetçe iki yakamız bir araya gelmez. Gelmeyecek. Bu işi düzeltecek güç, üniversiteler ve işçi sınıfıdır. Bunun altını çizin başka olmaz kim gelirse gelsin olmaz. Olmayacak. Eğer siyasi partilerde de siyasi yapılarda da eğer bu ülkeyi gerçekten düşünen demokratik bir ülke, refah bir ülke, mutlu bir ülke yaratılacaksa böyle düşünülüyorsa bu programlarda işçi sınıfının mutlaka öne çıkarılması lazım. İşçi sınıfının bu programı desteklemesi lazım. İşçi sınıfının desteğini alması lazım. Kardeşim Avrupa bunu yapıyor ya. Avrupa bunu yapıyor. Hani sayın Cumhurbaşkanı Almanya bizi kıskanıyor diyor ya, kim kimi kıskanıyor kardeşim? Almanya da asgari ücret 2 bin 200 Avro. 2 bin 200 Avro. Asgari ücret şimdi asgari ücret tartışılıyor ya! Bunun neyini tartışıyorsunuz siz ya? 22 bin lira tartışılıyor. Yani iki tane şeye gitsen, düğüne gitsen veriyorsun çeyrek altınla” şeklinde açıklamalarda bulundu.