Peki Türkiye’deki kutlamalarda ne oldu? Amiyane tabirle “Çingen Çaldı el elçi oynadı." Bir çok ilde sözde işçilerin haklarını savunan sendika ve sosyalist gruplar meydanlarda boy gösterirken, hayatın ağır yükünü taşıyan asıl işçiler, hayatını devam ettirebilmek adına çalışmaya devam etti. Tuğla ocaklarında, inşaatlarda, tarlalarda, sokaklarda kimisi temizlikte kimisi üretimde olan çok sayıda işçi için 1 Mayıs; sadece tuzu kuruların çalışmadığı ve tatil yaptığı bir olgu olarak kaldı.
Çorum’da kutlanan 1 Mayıs etkinliğinde ise daha kendi yazdığını okuyamayan sendika ve grupların temsilcileri işçi hakları çığırtkanlığı yaptı.
İki lafından birisi işçi hakları ve adalet olan, kendi hazırladıkları sayfalar dolusu yazıyı bile okumakta zorlanan bu zatlar, yine kendi okuduklarını kendileri dinledi.
Gazi Caddesi’nde birleşip Saat Kulesi’ne kadar sloganlar eşliğinde gelen çok sayıda vatandaş, bu sözde temsilcilerin konuşmaya başlaması ile birlikte meydandan birer ikişer ayrıldı. Geride kalan bir avuç azınlık ise program sonunda sahne alan grubun söylediği türkülerle halaylar çekip, sözde tüm işçiler adına kazandıkları hakları kutladı.
1 Mayıs’ta alanlarda simit satan çocuğun, etrafı temizleyen belediye işçisinin, çevredeki dükkanlarda az bir ücretle geçimini kazanabilmek için alın ter döken insanların, tarım işçisinin, maden işçisinin kısacası kendi bayramlarında çalışmak zorunda kalanların kimse farkına varmadı.
Bir gün bile çalışmasa belki de evine yiyecek götüremeyecek, evladının cebine az da olsa harçlık koyamayacak, kirasını denkleştirip ödeyemeyecek asıl işçiler unutuldu. Kendileri gibi düşünmeyenleri faşistlikle suçlayan bu grupların o kişiler akıllarına bile gelmedi.
Asıl olan neydi? Kendi gelecekleri ve rahat yaşayabilmek adına hak arama yoluna giren, kendi örgütsel mücadelelerinin dışındaki ezilenlerin var olduğunun bile farkına varmayan bu örgütler ve mensupları için 1 Mayıs bayram gibi kutlandı.
Peki 1 Mayıs İşçi ve Emekçiler Bayramı sadece kamu işçileri için mi bayram?