İYİ Parti İl Başkanı Bekir Özsaçmacı, farklı yöntemlerle ihracatın önlenmeye çalışıldığını kaydetti. Yaptığı yazılı açıklamada, girdi maliyetleri, lojistik ve üretim maliyetleri nedeniyle rafla üretici arasındaki zincirin kontrol edilememesi nedeniyle 23 üründe ihracat kısıtlaması olarak okunabilecek tebliği yayımlayarak piyasa ve ürünlerin mahvedilemeyeceğini söyleyen Özsaçmacı, son yayımlanan tebliğde bulunan ürünlerin yarısının direkt olarak bölgeyi ve Çorum çiftçisini yakından ilgilendirdiğini anlattı.
Mevcut işlerin üstesinden gelemeyip işleri çıkılmaz hale getiren iktidar tabiri yerinde ise her bostana bir adam dikerek çözüm üretiyor” diyen Bekir Özsaçmacı, fahiş gıda fiyatlarının insanların ümüğünü sıktıkça, “Neden” diye soranların sayısının arttığını, bunun sebeplerini yıllardır anlattıklarını ancak dinleyenin olmadığını dile getirdi.
Özsaçmacı yaptığı açıklamada şunları dile getirdi:
“Hayır. Domino etkisi dedik; Gıdaya erişimin şakası olmaz dedik; Tanzim satışlarla çözülmez dedik; Zincir marketler dedik; Tedarik zinciri kontrol dışına çıktı dedik; Sözleşmeli çiftçilik değil, sözleşenlerin çift taraflı eşit güç sözleşmesi dedik; Perakende tebliği, Hal Yasası dedik, tüccar dedik. Duyuramadık.
Şimdi sorun herkesi sarınca, yavaş yavaş anlamaya başlıyoruz. Ancak bu sefer de hedef saptırma çabalarına tanık oluyoruz. Çiftçilerin maliyet ve girdi artışlarını tek başına suçlu saymaya çalışıyoruz. Sanki bu durum, sadece, çiftçinin sorunuymuş gibi anlatılmaya çalışılıyor. Algı üzerinden yine gerçekliklerin üzeri perdeleniyor.
Tamam, çiftçinin girdi maliyetleri arttı. Peki, aynı oranda ürününün fiyatı arttı mı? Mesela; birçok ürün Ser’a da geçen yılın yarı fiyatında? Bazı ürünlerin fiyatı neden hala aynı? Bu örnekler çoğaltılabilir. Özeti şu: Girdi maliyetleri artsa da çiftçinin eline geçen ürün değeri aynı oranda artmıyor. Hatta hiç artmıyor, eksildiği bile oluyor. Yani, Türkçesi, sorun tek başına girdi maliyetlerinin artışı değil.
Her bostana ve her ürünün başına bir adam koyun; fiyatı artmasın diye. Siz hala TÜİK Başkanı değiştiriyorsunuz. Laf da dinlemiyorsunuz.
Ne demiştik? Yapmayın.
Sorun, sistemde. Sorun, yöntemde. Sorun yönetimde, yönetişimde. Sorun, politikasızlıkta. Sorun, devletin hakemlik rolünden çekilmesinde. Sorun, piyasa mekanizmasında çiftçinin olmamasında.
Sorun, çiftçinin gücünde. Sorun, çiftçinin örgütsüzlüğünde. Sorun, çiftçinin yıllardır bunu görememesinde, siyaseti yönetememesinde, müdahil olamamasında.
Çiftçi bedava bile verse raf da fiyat fahiş olur. Çünkü piyasanın regülasyon gücü yok. Ve asıl sorun, tüketicinin alım gücünde. Velhasıl sorun hepimizde, hepinizde. İşte buna odaklanmak lazım. Bunu çözmek lazım.
Bu işler de dır dır vır ile olmaz. Köklü, analitik, kalıcı, tutarlı tarım politikası ile olur. Hem küresel gelişmeleri hem de ülkesel avantajları kaçırmadan.
Son söz olarak; Anladık ki, AK Parti yetkilileri yalan söylemişler, doğalgaz stokumuz Yokmuş
Bir kez daha soralım; Buğday stokumuz var mı?
Editör: TE Bilisim